22 Kasım 2010 Pazartesi

Tatil bitti, mutluluğu bitmedi..

O kadar güzel, o kadar keyifli, o kadar beklenesi, o kadar özlenesi ve o kadar hakkı verilen bir tatildi ki..
Düşünüyorum da; onlarla güzeldi, onlarla özeldi.. Her günü birbirinden keyifli..

Barcelona sokakları, Sangria,Sagra da Familia, Gaudi, Mont Juic, Picasso, La Ramblas, Parc Güell, Poble Espanyol, güneş, hava, dostlar, bol kahkaha, yerleşme, toparlanma, hava alanına yetişme telaşı..
St Germain, Seine Nehri gezintisi, Notre Dome, ışıl ışıl Eiffel, Paris'te bayram kahvaltısı, samimi ve keyifli sohbetleri, sıcacık bir ev, Sacre Cour, soğuk hava, üşümek, bol bol yürümek, sıcacık gülümsemeler, Louvre, Champs Elysees, Laduree, Luxemburg Bahçeleri, Moulin Rouge, son akşam hüznü, İstanbul özlemi..

Teşekkür edecek o kadar güzel an, o kadar çok insan.. İyi ki varlar dedirten.. Hangi birini yazacağımı, hangi birine teşekkür edeceğimi şaşırdığım zamanlar..

Güzeldi, hem de çok.. Pazartesi sendromunu silecek, hatırlandıkça gülümseten anlarla dolu.. Valizin eşyalarla dolup taşması ve benim hepsini sığdırma çabalarım mı , yoksa aklımın bunu hep hatırlamak istiyorum, gözlerimi kapatıp bu anı ölümsüzleştirmenin bir yolu olmalı çabalarım mı daha zorluydu bilemiyorum.. Fotoğraflar, videolar bile yetmeyecek aynı hissi yaratmaya, bu huzuru anlatmaya biliyorum..

Bu da tatilin müziği, zihnimde dönüp duran.. Bir çok anı daha hatırlanası kılan..
Buika No Habra Nadie en el Mundo

=)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yine...

Yine yazamayalı cok olmus, kelimelerimi icimde saklamaya başladıgımdan beri, blog bombos... Hayat devam ediyor. Bunca zamandan sonra; öz...