30 Eylül 2010 Perşembe

Onun Renkleri

Elimizde fırçalarımız yanıbaşımızda gökkuşağı, bu aralar kendi hayatımızı renklendiriyoruz..

Onun renkleri hep canlı, hep umut dolu..  Her sabah gökyüzünü farklı bir renge boyuyor, gülüyoruz..
Bazen pembe gözlüklerle bakmalı hayata diyor, her yanı toz pembe görüyoruz..

Yarın sabah uyandığınızda benim gözümden bakarsanız hayata, gökyüzü yeşil olacak, ağaçlar mavi, yollar lila, çiçekler sarı , bordo , turuncu..

Deniz yarın beyaz, bulutlar kızıl..

Rengarenk çakıl taşları ile oynuyoruz, biz bu aralar hayatımızdaki herşeyi renklendiriyoruz..

=)

5 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bazen banada oluyor. Gece yatmadan önce düşünüyorum mesela, diyorum ki Sabah uyandığımda Andrei Tarkovski' nin "Ağlayan Çayır" ındaki gibi bir gökyüzüyle karşılaşsam sonra tekrar düşünüp vazgeçiyorum. Fazla Melankolik =(

    YanıtlaSil
  3. Bu arada çileden çıktım. Sanırım sabah sersemliği. Bir kelimeyi doğru yazsam diğerini yanlış yazıyorum. Mesela Andrei Tarkovski yazmışım. Andrei Tarkovsky olucak. İçim yorgun sebebi bu olmalı.

    YanıtlaSil
  4. Andrei Tarkovsky'nin "Ağlayan Çayır" ındaki gökyüzü fazla melankolik evet, ama bir o kadar da keyifli olabilir ( aslında )..

    Yorumların hep çok güzel, çok teşekkür ederim =)

    YanıtlaSil
  5. Aslında bu yazın ilk önce The Fall filmini çağrıştırdı. İzledin mi bilmiyorum ama görselliği harika olan filmdir.

    İzlemediysen bir göz atabilirsin.

    http://www.otekisinema.com/the-fall-2006/

    YanıtlaSil

Yine...

Yine yazamayalı cok olmus, kelimelerimi icimde saklamaya başladıgımdan beri, blog bombos... Hayat devam ediyor. Bunca zamandan sonra; öz...