Haftasonu evde olmak, kendimi dinlemek iyi geldi. Kitaplarımla kurduğum gizli bağa dönüp, sevdiğim satırları tekrar tekrar okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile..
Kişisel gelişim kitaplarını sevmem fakat; şubat ayında d&r da imza gününe denk geldiğim Evrendel Torpilim var kitabını, bir arkadaşımın yoğun tavsiyesi üzerine almış, kütüphaneme koymuştum.. Ara ara okuyup kenara kaldırdığım kitabımı sonunda bitirdim, kişisel gelişim kitaplarını seven herkese tavsiye ederim, yalın bir dille anlatılmış olmasını, cümlelerde yazarın samimiyetini bulmayı sevdim.. Keşke okuduktan sonra imza gününe denk gelseymişim..
Bir yandan da idefix ten sipariş edip bir hafta heyecanla beklediğim kitaplarımdan İskender Pala Mevlana yı okuyorum.
Yaydan fırlayan ok gibidir ağızdan çıkınca bir söz. Ve hiç geri dönmüş değildir atıldıkta sonra bir ok. Seli başından bağlar ileriyi gören kişi. Ve geçtiği yerleri harap eder baştan bağlanılmayan sel. Ne tükenmez hazinesin sen ey dil ve ne devasız bir dert!
Dili kontrol edebilmek Mesnevî I,b.1724-1726
Dünya harmanında buğday toplayıcılarıyız biz;
fakat kaybolmada bütün topladığımız buğdaylar.
Aklımızı başımıza aldığımz yok hiç.
Anlayamıyoruz nedense azalan buğdayın ambara giren fareden,
şu düzenbaz fareden olduğunu…
Fare ambarımızı delmiş…Ve hile harap etmiş buğdayımızı…
Ey Hakk’ı isteyen can!
Öncelikle kurtulmanın çaresini ara ambara giren şu fareden de,
sonra buğday toplamaya çalış..
Ambardaki fareler Mesnevî I,b.377-380
(Hz.Mevlana burada buğdayı”güzel huylar,gönül huzuru,güzellik ve iyilikler”,ambarı “beden”,areyi de “nefis ve arzular” için birer sembol olarak kullanmıştır.)
Her okuduğumda bu kadar anlam yüklü olmasına hayret ediyorum, şiddetle tavsiye ederim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder