13 Ocak 2010 Çarşamba
Gecenin karanlığına en çok yakışan yağmurun sesiymiş..
İçsel huzuru keşfe çıktığımda içimdeki sesi bastıran tek sesin yağmurun sesi olduğunu farketmek zor olmadı.
İçimdeki sesi bastıran yağmurun karşısına çıkansa;
Yüze düşen her damlaya hoşgeldin demek, biraz şükretmek, biraz kendi kendine gülümsemek..
İyi ki var demek.. Biraz hayal etmek, biraz geleceği planlamak, günün yorgunluğunu atmak, en sevdiği kahveyi yudumlamak, biraz dinlemek, biraz izlemek..
Pencerelere bakmak, o evlerdeki o hayatları merak etmek, ben olsaydım demek, belki korkmak, belki korkuları kovalamak, mutlu anları tekrar tekrar hatırlamak, sormak, çok özlemek.. Keşke demek..
Yolun sonunda eve dönmek, kapıyı açar açmaz karşılaşılan sıcaklık, bir günü daha 'daha yapacak çok şey vardı, nasıl saat bu kadar geç oldu' diyerek sonlandırmak, yeni gün için heyecanlanmak, gün saymak, merakla beklemek..
Yağmurlar hep mi güzel gelir, hep mi iyi gelir, hep güzel günlerin habercisi midir?
Sahi ya yağmur sonrası huzuru bulmak, gökkuşağı gibi, hep mi gülümsetir =)
Keşke yine yağmur yağsa..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder